21 Kasım 2007 Çarşamba

Tanrı'nın Eli-La mano de D10s


Dünyanın en ünlü futbolcusu Maradona hakkında sayısız kitaplar yazılmış, şarkılar bestelenmiş, onun hakkında durmadan konuşulmuş, tartışmalar olmuştur. Diego Armando Maradona’nun hayatını konu alan bu hikaye ise Arjantin’in idolünü yeniden anlamayı ve anlatmayı ümit etmektedir.Diego Buenos Aires eteklerinde sefalet içindeki bir mahallede dünyaya gelmiştir. Tarlaların, metal parçalarının ve yoksulluğun arasında onu dünyanın en meşhur insanı yapacak olan futbola ümitsizce aşık olur.Çok geç yaşta Cebollitas’ta oynamaya başlar. Hiç düşünmeden, sadece erdemli bir karakteri ve akıl almaz tutkusuyla, gelmiş geçmiş en iyi futbol oyuncusu olarak dünya çapında bir ün kazanır.Diego bir gol makinasıdır: Arjantin Ümit Milli Takımı’nda oynar ve şampiyon olur. Boca Juniors’da oynayıp, Dünya Kupası’nı kazandığında daha çocuktur. Okyanusu geçip, önce Barcelona’ya, sonra da Napoli’ye gider. Orada futbol dünyasını fethedecektir.Maradona hem sevilir, hem karşı çıkılır, hem nefret edilir, hem de tapılır. Zaferle birlikte acıyı da keşfeder. Dostlar ve düşmanlar kazanır, yaralar ve başarılar biriktirir… ve ağlar.Güç ve tutkulu bir hınç en önemli özellikleridir. Her zaman yapmaması gerekenler hakkında konuşur ve her zaman da istediği gibi hareket eder. Aynı maçta olduğu gibi engelleri aşmasını sever. İki küçük kız babası olan Maradona, bu çocukların gayrimeşru olduğu suçlamalarıyla baş etmek zorunda kalır.En iyi maçını hayatın kendisiyle yapar, golleriyle kalabalıkları heyecanlandırır. Hayat hikayesinin her aşamasında hissettiklerini insanlar da onunla birlikte yaşar. Dibe vurduğu yerden zaferle çıkar, başarılar elde ettikçe, bunları insanlara adar. Televizyonun başındaki seyirciler, futbolun tanrısının duygularını, yaşadıklarını hisseder.Bu film, Diego’yu seven herkese, onun yaşadığı, zevkleri, acıları ve mutlulukları sunmayı, kısacası Dünya’daki bir Tanrı’yla buluşturmayı vaat ediyor…