5 Nisan 2008 Cumartesi

Gölgedekiler

Kitap 1995 yılında Can Dündar'ın yazdığı İmge Kitabevi'nden çıkmış ve 12.baskıya kadar da ulaşmış.

Kitabın konusu ise Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal ile işgale karşı gelmiş,kurulan ilk mecliste onunla veya ona karşı çalışmış insanların köşede kalmış,unutulmuş hayatlarını konu ediyor.

Bu hayatlar arasında Mustafa Kemal'e gönlünü kaptırmış,onun için zor şartları göze almış ,daha sonrasında unutulmuş ve bu sebeple hayatına son vermis Fikriye Hanım.

Mustafa Kemal ile birçok kez kader birliği yapmış,meclisin demokratik bir yapıya kavuşması için istemeyerekte olsa muhalif bir parti kurmuş ve dönemin tek partisi CHP'ye karşı ciddi bir güç olmuş Fethi Bey.

Çanakkale savaşı sırasında emperyalist devletlere karşı savaşmış ve Çanakkale geçilmez diyen ''meçhul askerler''.

Yine Mustafa Kemal ile sert tartışmalara girmiş ve Topal Ağa tarafından öldürülen ALi Şükrü Bey'in hayatlarını konu eden belgesel niteliğindeki bir çalışma olmuş.

31 Mart 2008 Pazartesi

30 Mart 2008 Beykoz1908-Y.Bosna=2-0
















29 Mart 2008 Cumartesi

Göz Göz Göztepe #1
















Semih:''Ben de Beykozluyum'' dedi



Fenerbahçe ve Milli Takım’ın başarılı santrforu Semih Şentürk ailesiyle birlikte Beykoz’da ev arıyor. Kahvaltı yapmak için ailesiyle beraber Onçeşmeler’in yanındaki Tarihi Beykoz Pidecisi’ne gelen Şentürk burada hayranlarıyla fotoğraf çektirdi.

Beykoz’a yerleşmeye karar veren ünlü oyuncu Beykoz’un doğal güzelliklerinden çok etkilendiğini ifade ederek artık “Beykozluyum” dedi.

Kaynak:www.dostbeykoz.com

Haber her ne kadar Ronaldinho'yu hatırlatıp masabası isi gibi olsa da bir kac sey yazmak lazım.Maalesef Pasabahçe Cam Fabrikası,Deri Kundura ve Tekel'in kapatılmasıyla Beykozlu profili değişmeye başladı.Fabrikaların kapatılıp işçi aillerinin göç etmesi ve Acarkent,Beykoz Konakları gibi gettoların yükselmesi kuşkusuz her gerçek Beykozlunun canını sıkan durum.

Beykoz artık bir işçi semtinden çok ''beyaz türkler''in gözdesi oldu,bunların gettolarında Beykoz'a hiçbir yararı olmayacağı gibi,artan talebe yanıt vermek için yeni ormanlar tahrip edilmesi içten bile değil...

28 Mart 2008 Cuma

Amatör futbol...


Beykozspor 100 Yaşında!..

beykozspor kulubü 28 eylül 1908 yılında (rumi 1325 salı günü)kurulmustur.beykoz ittihat ve teavün cemiyeti'nin mümerasatı bedeniye kolu,kulübün temellerini olusturdu.kurucuları ,ünlü edebiyatcı ahmet mithat efendi,mustafa nizammettin bey,eczacı ferit bey,sair ahmet cevdet bey'lerdir.1921'de beykoz zindeler kulubü ile birleserek yesil-kırmızı olan renkleri sarı-siyak olarak değistirilmistir.bu renklerin anlamı ise günesin doğusu,ısık ve medeniyetin ifadesi sarı ile lale devri'nin ihtisamı olan siyah lalenin anlamında siyah renkten olusan sarı-siyah renklere sahiptir.önceleri jimnastik dalına ağırlık verilsede,özellikle cumhuriyet dönemimde futbol,yüzme ve kürek dallarında bircok türkiye sampiyonluğu kazanıldı.futbolda,fenerbahce ile beraber süper ligde mücadele etmis iki istanbul anadolu yakası takımından biridir..futbol takımı sirketlesmeye giderek beykoz 1908 a.s adını almıstır.beykoz spor kulübü bir ara 3 büyüklerinde düsündüğü barcelona,r.madrid takımları gibi futbol subesi ile basketbol subesini ayırıp,iki farklı yönetim kurulları olusturmustur.takım 100.yılında 3.lig,4.grupta sampiyonluk potasında yer almaktada olup,kulubün su anki baskanı frederick nowicki'dir.
beykozspor'un tarihindeki ilkler:
-atatürk'ün elinden 200 kiloluk 2 mt'lik atatürk kupası'nın almıstır.
-türkiye 1.ligindeki ilk mac 21 subat 1959 tarihinde izmirspor ile beykozspor arasında oynanmıstır.bu macı izmirspor 2-1 kazanmıstır.
-türkiye 1.ligindeki ilk golü beykozspor'un kalecisi sıtkı yemistir.
-türkiye 1.ligindeki ilk penaltıyı 15 mart 1959 tarihinde macın 89.dakikasında beykozspor'a karsı fenerbahceli lefter kücükandonyis atmıstır.
-3 büyüklerden sonra üsküdar anadolu1908 ile beraber 100.yılını kutlamaktadır.
-1960 sezonunda clev cristy isimli, türkiye’de forma giyen ilk abd’li basket oyuncusunu türkiye’ye getirmistir.
-fenerbahce ile birlikte süper ligde mücadele etmis iki anadolu yakası takımından birisidir.

22 Mart 2008 Sakaryaspor-Kartalspor=3-1
















20 Mart 2008 Perşembe

Tanklara Taş Atmak!..

Bu yazı Filistin’le ilgili bilinmeyenleri ortaya çıkarmak, çözüm önerileri getirmek veya yeni bir şey söylemek iddiası taşımıyor. Zaten ‘yeni başlayanlar’ için Filistin’le alakalı en önemli şeyin unutmamak ve de hep hatırlamak olduğu da ortada. Ayrıca ‘tanklara taş atanların’ ellerinde ilk işgal 1948’den beri birçok çözüm önerisi, birçok akılcıları oldu. Biz haddimizi bilerek şimdilik sadece hatırlayalım.
topraklar
10’dan fazla peygamberin gelip geçtiği, kutsal kitapların hemen hepsinin kutsal saydığı Filistin toprakları 1918 İngiliz işgaline kadar Osmanlı yönetiminde kaldı. 1922’de TC’nin de üye olduğu Birleşmiş Milletler işgali onayladı ve Filistin İngiliz verasetine verildi. İşte bu andan sonra Yahudilerin Filistin topraklarına göçü hızlandı. İngiliz devleti destekli güç kullanarak işgalin yanı sıra, Yahudilerin sistematik olarak Filistinlilerden toprak almalarının başlangıcı da bu tarihe rastlayabilir. 1948’ e kadar Filistin toprakların önemli bir kısmı Yahudiler tarafından zorla veyahut parayla ele geçirildi. İşte o gün kendilerine göre yüksek fiyatlarla Yahudilere topraklarını satan Araplar bugün gördüğümüz yıkımın içinde yaşamaya çalışan o ‘tanklara taş atan çocukların’ müstakbel dedeleri nineleri sayılabilir. 30 senelik kısa ama yoğun bir toprak istilası sonucu 1948’ e yakın senelerde sulak ve verimli olan toprakların çoğu bir anda Yahudilerin eline geçti. İngilizlerin Filistin’den çekilmelerinin ardından İsrail uzmanlık alanına giren güçlü lobicilik faaliyetlerinin de yardımıyla 1948’de bağımsızlığını ilan etti. Bu tarihte şu an üye olduğumuz Birleşmiş Milletlerin’ de onayıyla Filistinli mülteci durumuna düştü. Dünya’nın gözü önünde milyonlarca Filistinli daha önce belki de hiç duymadıkları bir kavramla anılmaya başladılar;mülteci… Bu kelime şu an hala İsrail’in yetkililerin Filistinlilere teröristten sonra en çok hitap ettiği kelime. Mülteci kavramını İsrail’in kocası (ya da karısı da olabilir çünkü iplerin kimin elinde olduğunu anlamak çoğu zaman zorlaşıyor) A.B.D’nin de Filistinlilerle ilgili bir şey söylerken dilinden düşmüyor. Kendi topraklarında mülteci olduğunu kabul etmek 1-0 geride başlamanın belki de başka bir adı.
insancıklar
Bu tarihten sonra İsrail bu topraklarda at koşturmaya başladı.Filistinliler ilerleyen seneler içerisinde kendi topraklarında kurulan İsrail devleti için ucuz işgücü oldular. (Seneler sonra günümüzde bile İsrail’in ördüğü ve Filistinlilerin dünyayla bağlantılarını koparan ‘güvenlik duvar’ının yapımında bile Filistinlilerin çalıştığını biliyoruz.) İsrail devletini kurarken tabi ki bölgedeki Filistinli ‘fazlalığını’ azaltmak için şahsına münhasır katliamlarına hız verdi. Hatta öyle bir hız verdi ki bu hızla senelerdir hiç yavaşlamadan insan kıyımına devam ediyor. Bu hızı şöyle ölçmek gerekirse dakikaya vurursak dakikada 3 Filistinli ölüyor. Yaşayanların birçoğu ise sadece yaşıyor , çünkü İsrail onları öldürene kadar az yemek yemelerini, askerlerinden şamar yemelerini kendi işlerinde ucuz işgücü olmalarını , boyun eğmelerini, ve de biraz daha nefes almalarını istiyor. İsrail soykırımını öyle bir düzene oturtmuş ki, battal gazi filmlerinde gördüğümüz erkekleri öldürelim kadınlarına tecavüz edelim repliği yanı başımızda 50 senedir her gün, her dakika, her dakikada 3 kere bir daha geçeğe dönüşüyor.
duvarlar
Yukarıda bahsettiğimiz duvar ise yapımına 2002’de başlanan durumun ciddiyetini iyice belirginleştiren bir taş yapı. Bu öyle bir yapı ki İsrail buna başladığında Filistinlilerin haykırışı ‘görmediklerimiz duymadıklarımız’ tarafından ciddiye alınmamış ve de İsrail kısa bir sürede çoğunu bitirmişti. Biraz açmak gerekirse İsrail’in ‘güvenlik duvarı’ adını verdiği bu duvar batı şeria’nın %40’ından fazlasını, ve daha bir çok Filistin mahallesini kapsamakta. Tamamı 360 km’den fazla olan bu duvarın %90’lık bölümü elektrik verilmiş dikenli tellerden oluşmakta, geri kalan kısmı ise taş yapıdan oluşmakta. İsrail Bunu 2002 senesinde işgal ettiği ve ve dağıtığı Filistin yerleşkelerinden çekildiğini açıkladıktan sonra yapmaya başladı. Geri çekilmeye akıl sır erdiremeyen dünya asıl niyeti duvar projesinden sonra anladı. İsrail’in bu duvarı büyük uğraşlarla inşa ettiğini unutmamak gerek.
Şöyle bir hatırlayacak olursak :
40.000’den fazla insan bulunduğu yere hapsolmuş konumda.
Duvarla ayrılan bütün Arap mahallerinin birbirleriyle bağlantısı kopmuş bulunmakta.
İsrail günlük kıyımını yaptıktan sonra geri çekildiğinde yardımların içeri ulaşmaması için duvarı kullanıyor.
Duvar inşa edilirken İsrail topraklarını buldozerlerle km.lerce içeri kaydırmış durumda

Duvarla birlikte artık duvarın içinde veya dışında kalan Filistinlilerin durumu tamamen insafsız İsrail’in insafına kalmış.
İsrail’in bu duvarı Filistinlilerin giriş çıkışlarını engellemek amacıyla dünyaya lanse ettiğini ve ülkesinde bunu bir inşa harikası olarak yansıttığını da hatırlamakta fayda var. Ayrıca İsrail’in bu vahşet duvarında çalışan çoğu kişinin Filistinli olması hapishanesini kendi elleriyle ören binlerce Filistinli yaratması artık bu meselenin nasıl bir boyuta geldiğini açıkça gösteriyor.
çocuklar
Filistin’le ilgili belkide akılda kalan en önemli fotoğraflardan biri İsrail tankına taş atan Filistinli çocuktur. Bazıları bunun duygu sömürüsü olduğunu düşünüyor ya da İsrail destekli medya bize bunu böyle yansıtıyor. Ancak gerçek şu ki İsrail belli bir yaş aralığında ki Filistinli erkek insanı sistematik bir şekilde katletti. Türkiye için söylenen %70 genç nüfus söylemi yaş ortalanması daha da küçük olarak Filistin’de de geçerli. Filistin de çocuk olmak 7 yaşında sokakta oyun oynarken geçen İsrail askerlerine ‘bam bam!’ demek ve askerler tarafından kol ve bacağı kırılmak, okula gitmek için duvarları aşmak önlüğünü çıkarmak giymek bir dahaki duvarda tekrar aranmak , okula varmak, Filistin’de çocuk olmak kovboyculuğunu harbisini oynamak, Filistin’de çocuk olmak büyüyünce şehit olmak, Filistin’de çocuk olmak Arafat’ın ‘Küçük Generali’ olmak, TANKLARA TAŞ ATMAK!

Bilmediklerimiz ,duymadıklarımız, söz etmek istemediklerimiz
Sonuç olarak bu Filistin’le alakalı bilmediklerimiz duymadıklarımız ya da bize yanlış öğretilenler bildiklerimizden çok daha fazla. Aynı Doğancı medyada saf bir terör örgütü olarak yansıtılan Hamas’ın yoksullar için evler , hastaneler, inşa ettiğini. AB.D’nin ve İsrail’in Arafat varken de yaptığı gibi Filistinli grupları birbirine düşürme çabasının Abbas’la beraber başarıya ulaştığını, Abbas’ın Hamas’a karşı A.B.D ve İsrail tarafından maşa olarak kullanıldığını, Filistinlilerin El fetih’e yolsuzluk olayları yüzünden Arafat’ın son döneminden itibaren çok da güvenmediğini düşünmeliyiz. Filistin’le ilgili bence çok da söz edilmesi gerekmeyen ama şöyle ‘hoşça’ anılması gereken bir sürü sembol de mevcut tabi… Elinde güç olup ta sadece kınayıp duran Türkiye’deki yetkililer, oyuncak silahla oyun oynayan çocukların kafalarına mermi sıkan İsrail askerleri, Kasap Sharon, bize bunları masal gibi yutturan medya, başkasının toprağına el koyup sonrada oradan çıkması gerekince hüngür hüngür ağlayabilen Yahudi işgalciler , oraya buraya nükleer bombası var şusu var busu var diye pat küt giren, kocası İsrail’in nükleer silahlarına oyuncak araba gibi davranan A.B.D ve tüm bağlantıları , ve kısacası yaklaşık 50 senedir bu kıyımdan beslenen bitmesini istemeyen herkes ! Ne diyelim gün,sap,dönme mevzusu...

Tahsin D.

19 Mart 2008 Çarşamba

15 Mart 2008 Cumartesi

Not Defteri Vol#2

Geçenelerde yine bir tren muhabbeti;Adapazarı'na giderken elemanın biri ''we are the champions''ı dinliyordu,bende beyni sulanmıs bir sekilde ''maca mı cıkıyon''dayı dercesine attığım bakıs sonrasında eleman sagopa kajmer calmaya basladı,ulan ben onu 2.5 saattir dinliyorum,ağlamak istiyorum sayın seyirciler.


Bir de su Ahmet Cakar muhabbeti var,iste tv dediğin böyle birsey...Sen milleti korkutup 3*3=6 cevabını al,sonrada insanlar bikini giy diye üstüne cullansınlar.etme bulma dünyası;sap,gün,dönme üclemesi...


Bunu da bugün gördüm ya ölsem de gam yemem,hani otobanın kenarlarında yesillikler olur,havanında güzel olmasıyla oralar yiyisenler ile dolmus.Birbirlerine sarılıp otoyoldan gecen arabalara bakıyorlar.Kendileri öküz-tren muhabbetinin öznesi olmuslar farkında değiller,allah ıslah etsin!


Bir de yeni nesil converse ve genc turkcell gencliği var piyasada...Gün gecmiyor ki birisine zıplama isteği uyanmasın bünyede,ülke modernlesiyor demeyin,kendini kaybetmis,özenti bir kusak yetisiyor...

14 Mart 2008 Cuma

Penguen #1

















9 Mart 2008 TTNet Beykoz-Pınar Karsıyaka:97-89












Mac günü uyandığımda aslında maca hic gidesim yoktu ama takıma kötü günde de destek lazım düsüncesi,vicdanımla girdiğim mücadele de beni yendi.
Maca ilk girdiğimde bu kadar cok KSKlının olmasına sasırdım,Karsıyaka 3 büyüklerde dahil basketbol konusunda en bilgili tribün olduğunu düsünüyorum.
Maca Beykoz tutuk basladı,Ksk bir ara farkı 15 sayıya kadar cıkardı ama guardlara yapılan baskılar neticesiyle kazanılan toplarla fast break bulunca fark kapatıldı.Tabi ki bu arada seyircinin yaptığı baskıyı da es gecmemek lazım.Alper ve Erdal tribünedeki yaslı amcalar kadar yürekten kazanmayı istese ,biz bu ligde kalıcaz ama emekliğini bekleyenlerle olmuyor.
İkinci yarıya Ksk yine etkili basladı,bu sırada Alper'in oyundan cıkıp,iki uzuna dönen Beykoz pota altında iyi savunma yaptı ve faul atıslarını da sayıya cevirerek macı kopardı.
Bir kac kelam da hakemler icin edelim,Alpella macı malum ama öyle hatalar yapıyorlarki insan cıldırmadan edemiyor.
Bu galibiyet ligde kalmamızı sağlar mı bilinmez ama cok zor günler bekliyor 100.yılda bizleri...

8 Mart 2008 Cumartesi

Fotomac yazıyorsa doğrudur...




















Yapma Bunu Tosun!


6 mart 2008 Orhangazi-Beykoz1908=0-3


Liderlik koltuğuna iyice yerleşen Beykoz 1908 A.Ş. 17 yıl sonra 2.lige dönme yolunda önemli bir virajı daha zorlanmadan geçti. Orhangazi İlçe Stadında oynanan karşılaşmada Beykoz’un genç yeteneği Uğur attığı 2 golle adeta yıldızlaşırken takımı desteklemeye gelen 15-20 civarındaki taraftarını da adeta mest etti. Rakibi karşısında oyunun tamamında üstünlüğünü kabul ettiren sarı-siyahlılar Beykoz’a şen şakrak dönüş yaptı. Beykoz Teknik Direktörü Ergun Ortakçı Talip Ercan’a yaptığı açıklamada ağır bir sahada mücadele etmek zorunda kaldıklarını anımsatarak, “ Biz takım olarak daha iyi ve motive idik. Rakibimizin Pazar-Perşembe maç periyodunu kaldıramamış atak dönüşlerinde hareketli oyunumuza karşılık veremedi. Çok önemli bir avantajı yakaladık. Lidrliğimizi bu hafta da garantilemiş ve perçinlemiş olduk. Futbolcularımla gurur duyuyorum “ dedi.
Kaynak:www.bizimbeykozhaber.com

3 Mart 2008 Pazartesi

2 mart 2008 Beykoz1908-Körfez Bld.

2 Mart 2008 Pazar

2 mart 2008 Beykoz1908-Körfez Bld.=2-0

Mac öncesi Körfez Bld'si 38 puanla lider,Beykoz1908'de 37 puan ve mac eksiğiyle ikinci durumdaydı.Maca Beykoz etkili basladı ve oyunu diğer sahaya yıktı.
Macın 30.dakikasında Beykozlu Hüseyin hakeme itirazdan ikinci sarı kartı gördü ve oyun dısı kaldı.Buna rağmen ilk yarının sonuna kadar Beykoz'un etkili atakları oldu ve ilk yarı 0-0 bitti.


İlk yarının sonunda hekeme edilen itirazlar neticesinde hakem sahaya 10 dakika gec cıktı ve ikinci yarı basladı.Beykoz yine etkili ataklar yapıyor,rakibinden bir kisi eksik oynamasına rağmen gol icin diğer kaleye yükleniyordu.



Macın 59.dakikasında hava topu mücadelesinde düsürülen Erhan takımına penaltı kazandırdı ve Körfezli oyuncu Gökhan'ın itirazı sonucunda ikinci sarı kartla oyun dısı kaldı ve iki takımında oyuncuları esitlendi.Bu dakikadan sonra Beykoz'un da skor avantajı bularak geri cekilmesiyle Körfez etkili bir oyun cıkardı ancak gole ulasamadı.

Macın 80.dakikasında bulduğu kontra atakla gole ceviren Beykoz durumu 2-0'a getirdi.Uzatma dakikalarında gole giden oyuncuyu düsüren Körfezli Ender oyun dısı kaldı ve mac 2-0 Beykoz'un üstünlüğüyle sona ererek,Beykoz tekrar liderliğe yükseldi.